İçeriğe geç

Bilim Kurgu Klasiklerini Niçin Okumalısınız

Bilim kurgu deyince pek çok insanın aklına gelen kavramlar, konular bellidir. Ne olur bunlar? İşte, robotlar, yapay zekâ, uzay yolculukları vb. diye gider. Bize hep aynı şeyleri çağrıştırırlar. Bazıları için bilim kurgu üstte saydıklarım yüzünden ya absürttür ya da çocuk işidir.  “O ne abi öyle ya? Robotlar insan öldürüyor, uzay gemileri ciyuv ciyuv diye birbirine ateş ediyor, ben böyle bir şeyi okuyarak vaktimi heba edemem.” diyenler elbet vardır. Ne yazık ki böyle diyenlerin dünyadan haberi yoktur, bilim kurguyu televizyonda gördükleri birtakım düşük bütçeli Amerikan filmlerinden veyahut da Wattpad kalitesinde ergen kızların yazdığı ucuz kitaplardan ibaret sanırlar. Oysaki okunması gereken, size değerli bilgiler katacak pek çok bilim kurgu eseri mevcuttur. Gelin, bilim kurgunun neden okunmaya değer olduğunu birlikte öğrenelim.

Bilim Kurgu Nedir?

Bilim kurgu “bilimin temel alınarak hayali olayların kurgulandığı ve tasarlandığı genelde insanlığın geleceğinde geçen edebi tür” olarak tanımlayabiliriz sanırım. Resmi tanım ise şu şekildedir: “Çağdaş bilim verileriyle düş gücünden oluşan (film, roman vb.)” . Gördüğünüz gibi onu diğer kurgulardan ayıran başat unsur işin içinde bilim olmasıdır. Peki, her bilim kurgu eseri aynı mıdır? Tabii ki de hayır. Bazı bilim kurgular uçuk bilim kurgudur. İçinde bilim geçer ama fantastik bir eserden neredeyse bir farkı yoktur. Bilim sınırları zorlanır, Einstein falan mezarında ters döner, mantıksal bir zemin yoktur, lisedeki ortalama bir gencin yazacağı tarzdan eserler ortaya çıkarılır. Bir de daha gerçekçi bilim kurgu eserleri vardır. Bunlar da hakikaten ilerde gerçekleşmesi muhtemel olayları anlatır.

Bilim Kurgu Klasikleri Nedir?

Klasiklerin ne manaya geldiğini hepimiz az çok biliriz. Üzerinden yıllar geçse de halen sevilen ve beğenilen şeyler bizim için klasiktir. Klasik müzikler, kitaplar ve filmler vardır. Bilim kurgunun da klasik olarak sayılabilecek eserleri vardır. Üzerinden belki bir asır geçmesine rağmen okunmaya devam eden bilim kurgu kitapları bulunmaktadır. Türkçeye çevrilmiş pek çok güzide eser bizleri beklemektedir.

Bilim Kurgunun Yararı Ne Ki?

Maalesef bazı insanlar okumayı salt fayda için yapıyor. Defalarca demişimdir: “Okuma eylemi salt fayda için yapılmaz, yapılmamalıdır.” Bulunduğumuz çağdan mıdır yoksa insanların sabırsızlığından mıdır bilinmez birçokları kitap okuyup faydasını anında görmek istiyor. “Kitap okudum, hani bana bunun yararı?” diyorlar. Bu öyle bir şey değil ki. Basit bir analojiyle anlatayım. İlaç aldığınızda bile etkisini göstermesi bir saati bazen iki saati buluyor. Neden? Çünkü kana karışıp hücrelere girmesi için vakit lazım. Aynı şekilde de kitap okumanın yararını görebilmemiz için süre geçmesi lazım. Birden fazla kitap okumamız lazım. Kitabı özümsememiz hatta mümkünse öğrendiklerimizi paylaşmamız lazım. Yoksa yalnızca kelimeler gözlerimizin önünden geçer ama beyinde yeni bağlantılar kurulmaz. Ayrıca okuduğumuz kitabın türüne göre de edineceğimiz fayda miktarı değişir. Bir klasik okumakla bir fantastik eser okumak bir değildir.  Bir pasta ile bir biftek bir midir?Bir popüler bilim kitabıyla bir aşk romanı aynı kefede değildir. Peki, bilim kurgunun bize katacağı ne vardır? Bunları madde madde sıralamak en iyisi olacaktır:

  • Ufkunuzu açar
  • Yeni bir bakış açısı kazandırır
  • Hayal gücünüzü geliştirir
  • Yeni terimler öğrenmenizi sağlar

Bilim Kurgunun Doğası

İlk kez bilim kurgu klasiği okuyan bir insan kitabın sonundan hoşnut olmayabilir. Zira bilim kurgu klasikleri genelde açık uçlu sonla biterler, kesin bir sonları olmaz. İyi ya da kötü son barındırmamaları bazı okurları rahatsız eder. Yazarın size bir şeyleri tamamen açıklamak gibi bir gayesi yoktur. Böyle bir amaçları olmadığı için de onları suçlamak, küçük bir çocuk gibi “ Bu kitabın sonu nerede?” diye ağlamak yersizdir. Montag’ın sonu ne oldu? Bilmiyoruz. Fahrenheit 451 bize bunun cevabını vermiyor. Maymunlar Gezegen’inde yine çarpıcı bir son vardır. Spoiler olmasın diye demiyorum ama şaşırıp kalabilirsiniz. Yine o da ucu açık bir sondur. Kumsalda kitabını duyan yoktur herhalde fakat bitabın sonu beni feci derecede etkilemişti lakin yine belirlenmiş bir son yoktu. Belirsizlik vardı, bilinmeyen vardı. İşte, bunlar size yeni bir bakış açısı kazandırıyor, hayal gücünüzü kullanmaya, sizi düşündürmeye sevk ediyor. “Acaba ne oldu?” diye düşünüp duruyorsunuz. Hikâyeyi kendi kafanızda tamamlıyorsunuz, diğer okurlarla bunu paylaşıyorsunuz. Bunun tadı bir başkadır.

Bilim Kurgu Üstatları

Kitapları günümüzde modern insan gözüyle okuyunca yazılanlar belki de bizi o kadar etkilemiyor. Düşünün ama! Elinizde tuttuğunuz H.G Wells kitapları bundan yüz yıl önce falan yazıldı. Mars hakkında elimizde doğru dürüst bir veri yokken “Dünyalar Savaşı” gibi bir klasik Wells tarafından kaleme alındı. Zaman Makinesi, Görünmez Adam, Tanrılan Tohumu gibi nice eser müthiş bir hayal gücünün eseri. Arthur C. Clarke, Jules Verne, Strugatski Kardeşler ve diğerleri bu kadar şeyi nasıl hayal edebildi? Asimov ortada robot denecek bir oluşum yokken “Ben, Robot” kitabını nasıl yazabildi? Ben yazarım demesi kolay fakat bu iş öyle kolay değil. Sizin şartlarınızla o insanların şartları bir değildi. İnternet yoktu o zamanlar. Bilgisayar ya yoktu ya da daha çok yeniydi. Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya’da bundan kaç yüzyıl sonrasını düşleyip yazdı. Ray Bradbury kasvetli bir gelecek hayal etti. Öyle bir gelecek ki okudukça içiniz kararıyor, bunalıyor ve boğuluyorsunuz. Bu yazarların her birini okumak sizin bakış açınızı geliştirir, ufkunuzu açar. Hayal gücü olmadan yeni şeyler üretemezsiniz. Yaratıcılığa ihtiyacınız varsa bu üstatları okumanızı şiddetle öneririm.

Nereden Başlayalım?

Şanslıyız ki dilimize çevrilmiş epey bir bilim kurgu klasiği var. Farklı birçok yayınevi bu eserleri çevirip bize kazandırmışlar. İthaki ,bilim kurgu klasikleri adlı bir seriyi 2015 yılında başlattı ve halen devam ediyor. Bazı eksik yanları olsa da( başka bir yazım bunun hakkında) genel olarak güzel bir iş çıkarmışlar diyebilirim. Başlangıç olarak İthaki’nin kitaplarına bakıp size en çok uyan bilim kurguyu seçebilirsiniz. Popüler kültürde çokça duyulmuş distopik eserlere de bakabilirsiniz. Kara Dörtleme en çok tanınmış dört distopyadan oluşuyor zaten. Onların dışında ben alttaki kitapları tavsiye ederim:

Fırsat buldukça bunların hepsine kendi çapımda bir inceleme yapacağım. Burada yer vermediğim daha gırla bilim kurgu klasiği mevcut. İthaki 100 kitabı tamamladı klasikler serisinde. Alfa Yayınları ise Stanislaw Lem’in eserlerini basıyor. Türkiye İş Bankası ve Can Yayınları da bazı güzel bilim kurgulara sahip. Çeviri konusuna gelirsek ise İş Bankası benim nezdimde en iyi olanıdır. Hangi çevirmen neyi çevirmiş diye kontrol etmenizde fayda var. Bazı çeviremenler işini baştan savma yapıp okuma zevkinizi baltalayabiliyor. Eğer siz çeviriye çok takılmayıp daha renkli ve hoş bir şeyler arıyorsanız burada İthaki tam da size göre. Birbirinden güzel kapakları ve her kitaba özgü mini ayraçlarıyla biz kitapseverleri kalbinden vuruyor. Kitaplığınızda kendine özel bir yer edinip görsel bir şölen sunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.